-
1 işletmek
-
2 blague
n f1 fam şaka [ʃa'ka] -
3 herumführen
herum|führenII vtjdn \herumführen ( als Führer) gezdirmek, dolaştırmak;jdn an der Nase \herumführen ( fam) birini işletmek -
4 Nase
1. ( Körperteil) burun;pro \Nase ( fam) adam başına;immer der \Nase nach ( fam) dosdoğru;mir läuft die \Nase burnum akıyor;die \Nase rümpfen burun bükmek [o kıvırmak];etw vor der \Nase haben ( fam) bir şey burnunun ucunda olmak;nicht weiter sehen als seine \Nase reicht ( fig) o ( fam) burnunun ucundan ötesini [o ilerisini] görmemek;die \Nase (von jdm/etw) voll haben ( fam) bir kimseden/şeyden bıkmış olmak;die \Nase vorn haben önde olmak;jdn an der \Nase herumführen ( fam) birini işletmek;er steckt seine \Nase in alles ( fam) her şeye burnunu sokareine gute \Nase für etw haben bir şeyin kokusunu alabilmek -
5 marcher
v i1 à pied yürümek◊Je préfère marcher plutôt que de prendre le métro. — Metroya bineceğime yürümeyi tercih ederim.
2 çalışmak◊Le téléphone ne marche plus. — Telefon çalışmıyor.
3 réussir başarmak◊Notre plan a marché. — Planımız başarılı oldu.
◊Son entreprise marche bien. — Şirketi başarılı.
4 faire marcher qqn fam birini işletmek -
6 gewinnen
gewinnen* <gewinnt, gewann, gewonnen> [gə'vınən]I vt1) ( Spiel) kazanmak2) ( erhalten) elde etmek;Zeit/Abstand/Boden \gewinnen vakit/mesafe/yer kazanmak;jdn zum Freund \gewinnen birini dost olarak kazanmak;jdn für etw \gewinnen birini bir şey için kazanmak [o kendinden yana çekmek] [o elde etmek];aus diesen Trauben wird Wein gewonnen bu üzümlerden şarap elde edilirII vi1) ( siegen) kazanmak;die Mannschaft gewann 3:1 takım 3:1 kazandı2) ( besser werden) kazanmak (an -);an Bedeutung \gewinnen önem kazanmak;an Höhe \gewinnen yükselmek -
7 tenir
Iv t1 à la main elinde tutmak2 maintenir tutmak, saklamak3 diriger iş tutmak, işletmek4 dire söylemek, demek5 tutmak6 tutmak7 apprendre de almak, sağlamak8 tiens ! / tenez ! buyrun !◊Tiens, voici ton courrier. — Buyur, işte mektupların.
IIv i1 aimer bağlı olmak◊Il tient beaucoup à elle. — Oğlan kıza çok bağlı.
2 vouloir çok istemek3 benzemek4 se maintenir kalmak5 résister dayanmak◊La tente n'a pas tenu pendant la tempête. — Çadır fırtınaya dayanamadı.
6 dans un espace clos sığmak7 être tenu à qqch -(y)e bağlı olmak8 être tenu de faire qqch -zorunda olmak9 tiens ! işte ! -
8 содержать
1) geçindirmek, beslemek; nafakasını sağlamakсодержа́ть свою́ семью́ — ailesini geçindirmek / beslemek
2) tutmak, bulundurmakсодержа́ть кого-л. под аре́стом — birini mevkuf tutmak
3) tutmakсодержа́ть дом в чистоте́ — evini temiz tutmak
4) beslemek, bakmakсодержа́ть не́скольких ове́ц — birkaç koyun beslemek
5) işletmek, tutmakон содержа́л две гости́ницы — iki otel işletiyordu
6) içermekо́вощи соде́ржат витами́ны — sebzelerde vitamin var
э́то предложе́ние не соде́ржит ничего́ но́вого — bu öneri hiçbir yenilik içermiyor
-
9 kafa
kafa s\kafa dinlemek abschalten, sich entspannenbirini \kafa kola almak ( fig) jdn auf den Arm nehmen\kafa yormak ( fam) sich den Kopf zerbrechen\kafadan atmak ( fam) erfinden\kafadan kontak olmak ( fam) einen Dachschaden haben\kafanı bir işletsene! denk doch mal scharf nach!\kafası dumanlı ( fam) benebelt\kafası durmak nicht mehr denken könnenbir şeyi \kafasından çıkarmak sich etw aus dem Kopf schlagen\kafasını taştan taşa çarpmak ( fig) (etw) bitter bereuenbirinin \kafasını uçurmak jdm den Kopf abschlagenbir şeyi \kafaya koymak sich etw in den Kopf setzen\kafayı çalıştırmak scharf nachdenken\kafayı çekmek (sl) sich besaufen\kafayı işletmek scharf nachdenken\kafam kazan oldu ( gürültüden) mir brummt der Kopf; ( zihni yorulmak) mir raucht der Kopf, mir brummt der Schädel -
10 ausbeuten
aus|beutenvt2) jdn \ausbeuten birini sömürmek
См. также в других словарях:
işletmek — i 1) İşlemesini sağlamak, çalıştırmak Trenlerimizi odunla işletiyorduk. F. R. Atay 2) Bir şeyi, bir kimseyi, bir yeri kullanarak veya çalıştırarak yarar sağlamak O havali işçileri arasında gücü, kuvveti ile o kadar tanınmıştı ki herkes onu… … Çağatay Osmanlı Sözlük